Babil
Paylaş
Eski Mezopotamya’nın en ünlü şehri ve bugünkü Irak’ın başkenti Bağdat’ın 94 km güneybatısında yer alan bir antik kent. Bu kadim şehrin adı Akadca “Tanrı’nın kapısı” anlamına gelen “bav-il” veya “bav-ilim” sözcüklerinden türemiştir.
İncil ve Tevrat’ta anlatılan ilgi çekici öyküler 1899 yılında Alman kazı bilimci Robert Koldewey’in bir Mezopotamya gezisine çıkmasına ve Babil kalıntılarını ilk kez kazmasına neden olmuştur. İncil’de günahkar bir şehir olarak anlatılan Babil gerçekte büyük surları, yapıları, eğitim ve kültür yönlerinden üstünlüğü ve Dünya’nın yedi harikasından biri olarak görülen Asma Bahçeleri ile döneminin en önemli çekim alanıydı.
Çoğu eski olan kimi kaynaklarda şehri, MÖ 2334-2279 yılları arasında egemen olan Akad Kralı Büyük Sargon’un kurduğu öne sürülse de şehrin ne zaman kurulduğu tam olarak bilinememekle birlikte Sargon’dan daha önce kurulduğu kesindir. Fırat ve Dicle ırmaklarının birbirlerine çok yaklaştıkları Dicle Irmağı’na daha yakın ve düz bir yerde kurulan şehrin en eski kalıntıları bugün sular altında kaldığından erişilemez durumdadır. Koldewey’in kazıp çıkardığı ve gezip görmeye uygun olan kalıntılar ise şehrin kurulmasından en az 1000 yıl sonrasına ilişkin kalıntılardır.
Babil’in bilinen geçmişi en ünlü kralı, MÖ 1792-1750 yılları arasında egemen olan Hammurabi ile başlar. Şehir, Hammurabi döneminde Mezopotamya’nın en güçlü şehri durumuna geldi. Öyle ki 1755’te tüm Mezopotamya Babil yönetimine girmişti. Ancak Hammurabi’nin ölümünden sonra Babil İmparatorluğu dağıldı ve başkent MÖ 1595’te Hitit egemenliğine girdi. Hititlerden sonra Kassitler şehre egemen oldu ve adını Karanduniaş olarak değiştirdi. Kassitlerden sonra ise Asur İmparatorluğu Babil şehriyle birlikte tüm bölgeyi ele geçirdi. Şehir, Asur egemenliği sırasında çıkan bir ayaklanma nedeniyle yakılıp yıkıldı daha sonra yeniden geliştirildi. Son Asur imparatorlarından Asurbanipal Dönemi’nden sonra ise şehir bir eğitim ve kültür merkezi oldu.
Asur İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Yeni Babil İmparatorluğu kuruldu ve 2. Nebukadnezar Dönemi’nde şehir genişletilerek güzelleştirildi. Öyle ki; Asma Bahçeleri ve İştar Kapısı’nın bu dönemde yapılmış olma olasılığı yüksek. Yeni Babil İmparatorluğu MÖ 539’da Pers imparatoru Büyük Kiros’a yenilene dek ayakta kaldı ve şehre egemen oldu. Pers yönetiminde ise şehir bu büyük imparatorluğun başkenti olarak tam bir sanat ve eğitim merkezi durumuna geldi. MÖ 331’de ise Büyük İskender şehri aldığında şehre büyük saygı duydu ve koruyarak geliştirmeye çalıştı ancak tasarılarını yaşama geçirmek için ömrü yetmedi. MÖ 141’de Part İmparatorluğu bölgeye egemen olduğunda şehir çoktan boşaltılmış ve unutulmuştu. Sasani İmparatorluğu Dönemi’nde biraz canlanan şehir asla eski büyüklüğüne ulaşamadı. 650’de Müslümanların fethi sırasında şehrin kalıntıları çoktan kumlara gömülmüştü bile.
17. ve 18. yüzyılda bölgeyi keşfetmeye gelen Avrupalıların bölgeden götürdüğü kalıntılar Avrupa’da ilgi gördü ve İncil’de anlatılan tarihe ilgi duyan Koldewey gibi kişileri bölgeye çekti.
Kaynakça