Harita ve Haritacılık

Paylaş

Harita için bugüne dek çokça kurum ve kişi belirli tanımlar üretmişlerdir ancak bu tanımlarda, üreten kişinin/kurumun amaçları doğrultusunda kimi değişiklikler ortaya çıkmıştır. Temelde bir harita tanımı yapabilmek içinse bütün haritalarda var olması gereken ortak özellikler vurgulanmalıdır. Bu durumda harita, yeryüzünün bütününün ya da bir parçasının kuş bakışı görünümünün belli bir projeksiyon yöntemine göre bir ölçeğe bağlı olarak küçültülüp özel göstergelerle gösterilmesi olarak tanımlanabilir.

İnsanoğlunun mağara duvarlarında başlattığı çizim ve not alma yöntemleri zamanla oldukları yerlerde, mağara duvarlarında, ilkel haritalara dönüştü ve bugüne dek bilinen en eski haritaları oluşturdu. Bunların en eski örneğiyle İspanya’nın kuzeyindeki Abauntz yakınlarında bir mağarada karşılaşılmış ve bulunun örnek 13,660 yıl öncesine tarihlendirilmiştir. Söz konusu haritada mağara çevresinin genel görünümü yansıtılmaya çalışılmış ve av bölgeleri gösterilmiştir. Bir yerleşim biriminin gösterildiği ilk harita ise 8,500 yıl öncesine ilişkin Çatalhöyük’ün yerleşim planını gösteren çizim olmuştur.

Catalhoyuk-yerlesim-taslagi-ve-arkada-patlayan-Hasan-Yanardagi Harita ve Haritacılık
Çatalhöyük yerleşim planı ve arkada patlayan Hasan Yanardağı.

İlk Çağ’ın sonlarına doğru haritacılık, dönemin yüksek uygarlık noktası olan Doğu Akdeniz çevresindeki alanlarda gelişmişti. Bu dönemde haritacılık ve coğrafya birbirini etkileyerek birlikte gelişmişlerdi ve çağdaş haritacılığın kurucusu olarak görülen Batlamyus(Ptolemaios) da aynı dönemde İskenderiye’de yaşamıştı. Batlamyus’un çizdiği haritalar yüzlerce yıl uygarlığın hizmetinde kaldı. Öyle ki; yaklaşık 1300 yıl sonra Doğu’nun zenginliklerine ulaşmak isteğiyle Atlas Okyanusu’na açılan Kristof Kolomb’un bile elinde Batlamyus’un haritası vardı. Ancak bu harita Avrupa’nın batısında bir kıtanın varlığını bildirmiyordu ve herkesin bildiği gibi Kolomb’un Amerika’yı Hindistan sanmasına neden olmuştu. Orta Çağ’daki haritacılığa tek katkıyı Batlamyus yapmamıştı kuşkusuz, hemen aynı dönemlerde Avrupa’da hiçbir coğrafî doğruluğu olmayan ve Kudüs’ün merkeze yerleştirildiği dinî amaçlı T-O haritaları çiziliyordu. Bu haritalarda bilinen yeryüzü “O” Okyanusu’nun çevrelediği ve “T” biçiminde birbirinden ayrılmış durumdaki üç kıta olarak gösteriliyordu. Bu harita türünün Y-O düzeninde olanları da çizilmişti. O dönemin Avrupa’sında görülen bir başka harita türü de Latince adı Mappae Mundi olan haritalardı. Bu türde de Kudüs merkezdeydi ve hac noktaları ile yolları gösteriliyordu. En ünlüsü ise Hereford Haritası’ydı. Tüm bu haritalarda haritanın üst bölümünde Asya, doğu, bulunuyordu.

Ptolemy-World_Vat_Urb_82 Harita ve Haritacılık
Batlamyus’un haritası.

Orta Çağ boyunca Avrupa’da ilerlemeyen bilimsel çalışmalar haritacılığı da vurmuştu ancak dönemin Müslüman toplumları ulaştıkları yüksek uygarlık düzeyi yardımıyla haritacılığı ilerletmişlerdi. Bu dönemin en ünlü haritacısı ise Muhammed İdrisî olmuştur. Orta Çağ haritaları genel olarak gezginler ve tüccarlardan edinilen bilgiler ışığında çiziliyordu ve Müslüman haritalarında haritanın üst bölümü güneyi gösteriyordu.

Al-Idrisis_world_map Harita ve Haritacılık
El İdrisî’nin haritası.

Orta Çağ’ın sonlarına doğru sıkıntılardan bunalıp üzerindeki karanlık din baskısını atan Avrupalılar aydınlığa doğru, doğuya ulaşmak amacıyla batı yönünde yola çıktılar. Düzenledikleri keşif yolculukları yepyeni bir dünyayı, Amerika kıtalarını yeni filizlenen uygarlıklarına tanıttı ve dönemin tüm yeryüzü haritaları baştan çizildi. O dönemin en başarılı haritacısı olarak Pirî Reis’i göstermek yanlış olmayacaktır, öyle ki; Pirî Reis’in hazırladığı Kitab-ı Bahriye(Denizci Kitabı) yeryüzündeki ilk atlaslardan biri olmuştur. Yeni ve büyük keşiflerin getirdiği özgüvenle bilime daha çok önem veren Avrupa’da ise Pirî Reis’in atlası hazırlamasından hemen sonra Gerardus Mercator’un kendi adıyla bilinen projeksiyon yöntemini geliştirmesi haritacılık ve coğrafya adına bir dönüm noktası niteliğinde olmuştur. Bu dönemde büyük keşiflerin katkısı haritacılığı birkaç yüzyıl öncesine göre çok yüksek düzeylere çıkarmıştı. Öyle ki; çizim yöntemleri oturmaya başlamış yeryüzünün çokça yeri de kabaca keşfedilmiş duruma gelmişti.

Yapılan büyük keşifler Avrupalılarda bir açgözlülük de oluşturmuştu ve bu sonradan görme açgözlülüklerini dindirmek için özellikle İngilizler yeryüzünün her yerindeki kaynaklara ulaşmaya çalışmışlardı. Bu amaçlarına ulaşmak içinse belirli nesne ve araçlara gereksinimleri vardı. Bunlar; küre, harita, atlas ve coğrafya kitaplarıydı. Bunlar olmadan Avrupa uygarlığı asla gerçekte olduğu gibi hızlı kalkınamazdı. İspanyol ve Portekizlilerin başlattığı ve Hollandalılarla İngilizlerin sürdürdüğü sömürge arayışları Avrupa’nın kalkınmasının yanında doğal olarak karşılıklı çıkar ilişkisiyle coğrafya ve haritacılığı da bugüne dek geliştirmiştir.

Bir Çizimi Harita Yapan Özellikler

Coğrafî verilerin bir düzlem üzerine aktarılmasında özen gösterilmesi gereken önemli noktalar bulunmaktadır. Bu noktalar yapılan çizimin harita niteliği kazanmasını sağlar.

Öncelikli olarak harita bir amaca yönelik çizilmelidir ve sağlıklı bir harita çizimi için söz konusu amaç tüm ayrıntılarıyla bilinmelidir. Haritanın sağlıklı bir biçimde okunabilmesi ise haritanın düzenli olmasına bağlıdır. Bir haritanın düzeni hem haritanın içeriğine yönelik göstergelerin hem de haritanın ögelerinin birbiri ile uyumlu olmasıyla sağlanır. Harita yapımında kullanılan renk, biçim, göstergeler vb. haritanın kolayca okunup anlaşılabilmesini sağlamak için bir uyum içinde olmalıdır.

Bir haritanın olmazsa olmazı o haritanın teknik ögeleridir. Haritanın, amaca yönelik, kısa ve öz bir adı, küçültme oranını gösteren bir ölçeği, okunabilirliği kolaylaştıran bir yön oku ve göstergelerin anlamlarının belirtildiği bir lejandı bulunmalıdır. Ayrıca yapımında kullanılan projeksiyon yöntemi ve çizilen alanın koordinat bilgileri de gösterilmelidir.

Çizilen haritaların kolay okunabilmesi için anlaşılır olması önemlidir ancak bu anlaşılırlık haritanın içeriğini güçsüzleştirmemelidir.

Harita Türleri

1. Ölçeklerine Göre

A. Büyük Ölçekli

Dar bir alanın çiziminde kullanılır, çizilmek istenen alan dar olacağı için bu haritaların ayrıntıyı gösterme gücü yüksektir, yani isteğe/gereksinime bağlı olarak daha çok ayrıntı gösterilebilir. Ayrıca yine çalışılacak alan dar olduğu için küçültme oranı da ona bağlı olarak azalır, yani ölçek büyüktür. Çizilecek alanın dar olmasının başka bir sonucu da düzleme aktarım sırasında söz konusu alanda bozulma neredeyse olmaz. Aynı alanı gösteren daha küçük ölçekli haritalara göre gerçekte daha çok yer kaplarlar.

Planlar

Bir yerin kuş bakışı görünümünün belli bir oranda küçültülerek düzleme aktarılmasıdır. Plan bir tür büyük ölçekli haritadır. Oldukça dar alanlar gösterildiği için bir projeksiyon yöntemi kullanılmaz ancak haritanın diğer temel ögeleri kullanılır ve gösterilir. Ölçeği 1/20.000’e dek olan haritalardır. Şehir bayındırlık planları, kadastro haritaları bu türdendir.

Plan-ornegi-scaled Harita ve Haritacılık
Kentsel Sit Uygulama İmar Planı

Topoğrafya Haritaları

Planlar gibi olmasa da ölçeği görece büyük, gösterdiği alan ise yine görece daha küçük haritalardır. Projeksiyon yöntemi kullanılmaksızın haritanın diğer temel ögeleri kullanılır ve gösterilir. Ölçeği 1/20.000 ile 1/200.000 arasındadır. Ulaşım haritaları ile topoğrafik, yer bilimsel, yapı bilimsel (morfolojik) haritalar bu türdendir.

Topografya-Haritasi-Ulupinar-Koyu-Canakkale-scaled Harita ve Haritacılık
Topoğrafya Haritası, Ulupınar Köyü, Çanakkale

B. Orta Ölçekli

1/200.000-1/500.000 arasındaki ölçeklerde çizilen haritalardır. Büyük ölçekli haritalara göre ayrıntıyı gösterme gücü azalır ancak çizilen alan genişler ve ölçeğin paydası büyürken matematiksel olarak ölçek küçülür. Ulaşım, topoğrafya, yer bilimi, yapı bilimi vb. alanlarda kullanıma uygundur.

C. Küçük Ölçekli

Ölçeği 1/500.000’den daha küçük olan haritalardır. Bu haritalar geniş alanların çizilmesinde kullanılır ve ölçek küçüldüğü için ayrıntıyı gösterme güçleri de oldukça azalır. Aynı alanı gösteren büyük ölçekli haritalara göre gerçekte daha az yer kaplarlar. Gösterilen alan öyle geniştir ki bir bütün yeryüzü haritası bile küçük ölçeklidir. Geniş bir alan gösterildiği için de bozulma oranı çok yüksektir. Ancak çalışılacak bölgeye uygun bir projeksiyon yöntemi ile bozulma oranı azaltılabilir.

2. Konularına Göre

Bir haritanın çizimi için öncelikle o haritaya gereksinim duyulmalıdır. Öyle ki; çokça değişik amaca uygun olarak pek çok türde harita çizilebilir. Bu tür konularına göre haritaların en yaygın olanları fizikî ve siyasî haritalardır. Ancak bu örnekler değişik amaçlar doğrultusunda hazırlanmış haritalarla çoğaltılabilir. Topoğrafya, ekonomi, hidroğrafya, eş sıcaklık eğrisi, yüzey bilimi, nüfus, toprak, fauna, bitki örtüsü vb. alanda çokça harita çizimi olanaklıdır.

Haritalarda Yer Biçimlerini Gösterme Yöntemleri

1. Kabartma

Kabartma yöntemi ile yapılan haritalarda, yükseltiler belli oranda küçültülür ve yer şekilleri kabartılarak gösterilir. Bir tür maket görünümündedir ve yer şekillerini en ayrıntılı ve gerçekçi gösteren haritalardır ancak yapılması ve taşınması zor olduğu için çok kullanışlı değildir.

Kabartma-yontemiyle-olusturulmus-bir-harita Harita ve Haritacılık
Kabartma yöntemiyle oluşturulmuş bir harita

2. Gölgelendirme

Güneş ışınlarının yeryüzüne 45° ile geldiği varsayılarak çizilen haritalardır. Bu haritalarda gölgelenen alanlar engebeliyken ışık alan bölgeler görece daha düz varsayılır. Ancak yer şekilleri ayrıntılı olarak gösterilemediği için yalnızca yardımcı bir yöntem olarak kullanılmaktadır.

Golgelendirme-yontemiyle-olusturulmus-bir-harita Harita ve Haritacılık
Gölgelendirme yöntemiyle oluşturulmuş bir harita

3. Tarama

Tarama-yontemiyle-olusturulmus-bir-harita Harita ve Haritacılık
Tarama yöntemiyle oluşturulmuş bir harita

Yer şekilleri kısa, kalın, sık ya da uzun, ince ve seyrek çizgilerle taranmış bir biçimde gösterilir. Eğimin ve engebenin arttığı yerlerde çizgiler kısalıp, kalınlaşıp ve sıklaşırken çizilen alanın eğimi ve engebesi azaldıkça çizgiler uzar, incelir ve seyrekleşir. Tümüyle düz alanlarda ise herhangi bir çizim yapılmaz. Bu yöntemle harita yapmanın zor olması, yükselti, eğim bulma gibi hesaplamaların yapılamaması yöntemin kullanım alanı kısıtlamaktadır.

4. Renklendirme

Eş yükselti eğrileriyle birlikte kullanılan bu yöntemde değişik yükselti ve derinlikler değişik renklerle gösterilir. Yükseltiler genellikle deniz seviyesinde yeşilden başlayarak yükseklere doğru sarı ve kahverengi tonlarını izler. Derinlikleri göstermek içinse yine deniz seviyesinde açık bir mavi tonundan başlanır ve derinlik arttıkça mavi rengin tonu da koyulaşır. Bu haritalarda buzul alanlarıysa buzulların altında kalan yer şekillerinin gerçek yükseklikleri tam olarak bilinemediği için beyazla gösterilir.

Renklendirme-yontemiyle-olusturulmus-bir-harita-scaled Harita ve Haritacılık
Renklendirme yöntemiyle oluşturulmuş bir harita

5. Eş Yükselti Eğrisi(İzohips)

Deniz seviyesinden başlayarak aynı yükseklik ve derinliklerdeki noktaların birbirleriyle birleştirilmesiyle oluşturulur. Eğriler her bir haritada belirlenen yükselti değişiklikleriyle çizilir, yani bir haritadaki her bir eğrinin arasındaki yükselti değişimi eşit olmalıdır. Eğrilerin birbirlerine yaklaştıkları yerlerde eğim ve engebe artarken eğim ve engebe azaldıkça eğriler de birbirlerinden uzaklaşır. Bu yöntem renklendirme yönteminde yükselti ve renk basamaklarının belirlenmesinde yardımcı olur.

Es-yukselti-egrileriyle-olusturulmus-bir-harita Harita ve Haritacılık
Eş yükselti eğrileriyle oluşturulmuş bir harita

Berat Aydın

1992'de Bursa'da doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Bursa'da tamamlayıp yüksek öğrenim için İstanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümü'nü tercih ettim. Burada tanıştığımız arkadaşlarımızla Ekopangea'yı kurduk ve geliştirmeye çalışıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir